Forumteams.com !

Tam Versiyon: Gün Gelinlik Giymiş Gibi - Önder Karaçay
Şu Anda Arşiv Modunu Görüntülemektesiniz. Tam Versiyonu Görüntülemek İçin Buraya Tıklayınız.
Gece üzerine çöken sis ile güne uyanmış,
Gelinlik gibi doğmuştu gün gecenin hüznüyle,
Bulutlar salkım üzüm gibi duruyordu,
Gecenin sabaha hediyesi,
Kasvetli ilerliyorlardı,
Üzerimize düşecek gibi

Çığ düşmüş ağaç yaprakları
Su tomurcukları bırakıyordu,
Çimler yalın ayak yürüyecek cesurları bekliyordu,
Oysa yaz geceleri ne güzel olurdu,
Işıl ışıl yanan elbisesi içinde
Yıldızlardan gözünüzü alamazdınız,
Sabah beyaz tül elbisesini giymiş gibi

Yeşilin üzerinde duran kırağı
Güneşle yaprakları yıkıyordu,
Yaprağından naz dökülen ağaçlar
Meyvelerini en yükseğe
Yıldızlara değecekmiş gibi yükseltiyorlardı,
Gecenin sisinde beklide bize öyle geliyordu,
Tüm görkemleriyle dav geliyorlardı rüzgara,
Göğsünü kabartarak kükreyen dallar gibi
,
Sanki gül dökülüyordu yıldızlardan,
Kim silkelemişti bu mahzun geceyi,
Oysa böyle ne geceler yaşanmıştı,
Karanlığı geceyle karıştıranlar yanılmıştı

Karanlık gündüzün üstüne örtülmüş bir örtü değil ki
Yeter ki karanlığı insanlığın üstüne zalimler örtmesin,
Gecenin karanlığı en fazla sabaha kadar sürerdi

Sabaha uyanmayan bir gece yok
Zalimin karanlık örtüsünü elinden alan
Gece tüm kasveti ve hüznüne rağmen,
Yarına umudun yeni sayfalarını çeviriyor sessizce,
Kimse farkına varmıyordu

Gün kendini geceye teslim ettiğinde,
Bulutlar o karanlıkta yolunu bulabiliyor
Ya da dinleniyorlardu
Sise teslim sabah gözlerimi kapatıyor,
Göremiyorum önümü,
İç sesim susmuyor,
Rüzgar güne çimdik atıyordu

Güneş uyanmış bulutları aralayıp bakıyor,
Gün gelinlik giymiş gibi,
Hüzünle sevinç dans ediyordu

Gökyüzünün bu narin pozlarının ne kadar farkındayız,
Kendi duruşumuzu poz zannetmekten
Bir fırsat bulabilsek,
Pusuya yatmış dünyanın sırlarını çözerdik

Gözlerimi alamıyorum bu danstan,
Gün batıyor, güne bakanlar baka kalıyor,
Kızıl süs batıdan el sallıyor,
Yarın doğuda buluşuruz diyor

Hadi yeter bu kadar dağıldığımız,
Şimdi toplanın uyuyun, dinlenin
Sabah güzel bir günaydın sözcüğüne uyanır,
Geceyi, kasvetini, hüznünü ve dünü unutturur

Bu huzur bir kelebeğin ömrü kadar sürer,
Zamanın ihanetiyle baş başa kalmış anlar,
Saatler, fotoğraflar dile gelir,
Bizi de anlayın der

Eski kokan havalar eser, soğuk gelir insana içi üşür,
Gece günü, gün geceyi
Değişik desenli örtüleriyle kovalar
Kaçmaktan hiç yorulmayan bir maratoncu gibi
Şaşmayan bir güçle ve azimle,
Sabırla dünya dönmeye devam eder

Gece gider gündüz gelir, gündüz daha değişik bir hava,
Sıkmaz, sıkılmaz, bıkmaz, bıktırmaz,
Hayata hayat dolar

Kucak açan tüm can taşıyanlara ebrulardan süzülen,
Bir ipek örtünün altından büründüğü renkler sızar,
Sonbahar ve kış gelmesin diye
Duaya durur sarı yapraklar

Ve sabahın köründe yiyecek arayan kuşlar,
Zeytin dalında gibi karanlıkta bakan gözler,
Bizi var edene olan umudumuz,
Yok etmek isteyenleri kovalar

Aylardan Kasım işçiler dalından zeytin toplar,
Sabahın keskin soğuğu emeğin ellerini üşütmüş
İşçiler ellerini ovalar

Umutlarını yitirmeyenler çeker beni,
Toprağa sarılanlar gelir aklıma,
Ekmek çekip çıkarıyorlar

Toprağa gün düşer, ter düşer emek damlar,
Ekmeği elinden alınmışlar yaralanır
Söyletmeyin beni benim bu yaralarım çok kanar,
Biliyorum ki; umudumu yitirdiğimde
Hayat beni ölmüş sayar,
Gün yarın yine doğar

Doğrusuyla, yanlışıyla, güzelliğiyle, çirkinliğiyle,
İyiliği ve kötülüğüyle,
Gün yine doğar ve kendine hangi elbiseyi giyeceği belli olmayan,
Yine kendini geceye teslim eder
Bütün zıtlıklar geride kalır
Yeni gün ne yaşatacağı belli değilken,
Bu sırda da bir umut var

Yeni bir güne, yeni bir geceye heyecanla sarılıyorum,
Karanlığın içimizde olduğunu anlıyor,
Karanlıkları geride bırakıyorum,
Bir anda huzur oluyorum,
Evreni her duygunun ilacı gibi, soluyorum
Çiçeklerim renk renk kalıyor

Kokluyorum,
Gün yine gelinlik giymişken,
Umudumu yeniliyor taptaze tutuyorum,
Bırakmıyorum umudun tohumlarını,
Yüreğime fidelerini ekiyorum,
Günü ikiye bölüyorum;
Bir yüzü gece, bir yüzü gündüz,
Birleştirip bir bütün oluyorum.

Gün Gelinlik Giymiş Gibi - Önder Karaçay