Forumteams.com !

Tam Versiyon: Uzmanlara Göre Sağlıklı Beslenme Hayvansal Mı, Bitkisel Mi Olmalı?
Şu Anda Arşiv Modunu Görüntülemektesiniz. Tam Versiyonu Görüntülemek İçin Buraya Tıklayınız.
Uzmanlara Göre Sağlıklı Beslenme Hayvansal mı, Bitkisel mi Olmalı?

İnsanlar beslenme alışkanlıkları konusunda gün geçtikçe daha da bilinçleniyor. Bu süreçte hangi tür beslenmenin vücudumuz için daha iyi olduğu ise önemli bir tartışma konusu. Uzun yaşam odaklı çalışmalar yapan birçok doktor, hayvansal beslenme ve bitkisel beslenme hakkında farklı fikirlere sahip. Hayvansal ürünlerin tüketilmesi, sağlık, etik ve çevresel endişeleri beraberinde getirirken öte yandan, insan vücudunda gerekli olan birçok aminoasidi bitkisel yolla alamayacağımızı, bunun da çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtiyorlar. Peki et tüketimi bizim için sağlıklı mı? Farklı uzmanların görüşlerini derledik.

[Resim: VEJETARYEN-VE-VEGAN-BESLENMEDE-B%C4%B0L%...YENLER.jpg]

Kaliteli et ve sağlıklı diyet: Dr. Mark Hyman açıklıyor.

Fonksiyonel Tıp alanında uzman Dr. Mark Hyman, beslenme alanında yaptığı çalışmalarla da hayvansal beslenme hakkındaki sorularımıza bir cevap getiriyor. Hyman, hayvansal beslenmenin sağlığımıza zararından çok yararı olduğunu savunuyor. Araştırdığı çalışmalar, etin besin açısından en yoğun gıdalardan biri olduğunu gösteriyor. Etin, hastalıkları ve beslenme eksikliklerini önlemekte etkili bir gıda olduğunu söyleyen Hyman, etin bitki açısından zengin bir diyetle tüketilmesi gerektiğinin de özellikle altını çiziyor. Fast food, yağlı gıdalar ve asitli içeceklerle tüketilen bir etin ürettiği kimyasalların vücuda tabii ki de zararlı olduğunu anlatıyor.

Dr. Hyman, kaliteli et tüketimine de dikkat çekiyor. Tüketilen etin, merada yayılmış yani otla beslenmiş hayvanlardan alınması gerektiğini savunuyor. Merada gezinen hayvanlar hem toprak için hem de vücutları için iyi kimyasallar ürettiğinden, özgür hayvanların etlerini tercih etmemizi tavsiye ediyor.

Hyman’ın önemle açıkladığı bir diğer nokta ise, protein açısından en iyi besin kaynağının et olduğu. Yaş aldıkça protein ihtiyacımız artıyor, bu nedenle protein tüketmek daha önemli hale geliyor. Hyman, lösin adı verilen kritik bir amino asidin hayvansal gıdalarda çok daha yüksek olmasına dikkat çekiyor. Vücuttaki kas sentezini aktive etmek için öğün başına yaklaşık iki ila üç gram lösine ihtiyacımız vardır. Bu miktar azaldığında kas geliştirmemiz yavaşlıyor ve bu da daha sağlıksız olmamıza sebep oluyor. Kas geliştirmenin en etkili yolu da en iyi protein kaynağı olan et yemekten geçiyor. Hyman, ileri yaşlardaki hızlı yaşlanma ve hastalıkların kaynağının vücuttaki kas kaybı olduğunun da altını çiziyor.

Protein alımının önemi: Dave Asprey açıklıyor.
Ünlü girişimci, yazar ve biohacking’in babası Dave Asprey de, et yemenin sağlığa faydalı olduğunu söyleyen diğer bir kişi. Asprey de proteinin önemini anlatmanın yanında kaliteli et tüketimini öneriyor. Kaliteli et tüketerek vücuda gereken vitamin, mineral ve yağ asidi gereksinimini karşılayabiliyoruz. Doğru protein tüketimi kas gelişimini, bağışıklık sistemini destekliyor ve tok kalmaya yardımcı oluyor. Ayrıca beyin sağlığı ve doku yenilenmesinde de büyük rol oynuyor.

Asprey, gerekli ve gereksiz tüm amino asitleri barındıran etin “tam” bir protein olduğunu söylüyor. Ancak etin içinde barındırdığı ve Asprey’in de dikkat çektiği oksitlenmiş Omega-6 yağlarının bir türevi olan amino asit hidroksinonenal, yüksek miktarlarda alındığında hücredeki yağ oksitlenmesini artırarak vücutta ciddi sorunlara yol açabiliyor. Kronik inflamasyon ve diyabet, kanser, ateroskleroz ve bilişsel gerileme gibi çeşitli hastalıklar HNE’in aşırı alımıyla bağlantılı. Asprey’in diyetinin çok düşük Omega-6 yağ alımını önermesinin bir nedeni de bu.

Bunun yanında, mera hayvanlarından alınan et tüketimi vücudumuz için büyük önem taşıyor. Asprey, ahırlarda yetiştirilen hayvanlara kimyasal aşılandığını ve ürettikleri kimyasalların sağlığımızı kötü etkilediğini anlatıyor. Yapılan aşılar, antibiyotikler, vücuttaki dengeyi bozuyor. Ayrıca, çiftlikler agresif patojenik bakteriler üretir; bu da hem insanlara hem de çevreye zararlıdır. Asprey, hareket etmek için yeterli alana sahip olan, çimle beslenen hayvanların çok daha düşük bakteri yüküne sahip olduğuna dikkat çekiyor ve onların etinin daha lezzetli olduğunu savunuyor.

Bitkisel beslenme ve uzun yaşam: Prof. Dr. David Sinclair açıklıyor.
Uzun yaşam çalışmaları ile bilinen Prof. Dr. David Sinclair ise bitki bazlı diyet tüketimini öneriyor. Bitki bazlı diyetin diyabet, bunama, obezite ve yüksek tansiyon riskini azaltmak gibi yararları bulunuyor. Bitkisel beslenmenin kardiyovasküler hastalık olasılığını azaltmaya yardımcı olduğuna da dikkat çekiyor.

Sinclair’in özellikle açıkladığı şey ise vücudumuzun bazı aminoasitleri işlemesine periyodik olarak ara vermemiz gerektiği. Ette bulunan lösin, izolösin ve valin aminoasitlerinin alımına ara vererek, vücuttaki eski hücreleri parçalayarak arındıran otofaji sürecinden yararlanmamızın sağlıklı olduğunu açıklıyor. Bu amino asitler vücutta mTOR’u aktive ediyor. İnsan vücudunda mTOR hem anabolik hem de katabolik süreçleri kontrol eder. Aynı zamanda yeterli beslenme, enerji, oksijen ve büyüme faktörü ile birlikte çalışarak hücre ve organizma homeostazisinin korunmasına da katkıda bulunuyor. Ancak Sinclair, bu süreci desteklemek için et tüketiminden tamamıyla vazgeçmemiz gerektiğini söylemiyor. Periyodik aralıklarla et tüketimine ara vermemiz, vücudumuza dengeyi yeniden getirmeye yardımcı oluyor ve daha uzun bir yaşam vadediyor.

Sinclair’e göre ne kadar bitki tüketirsek o kadar iyi. Sinclair, özellikle meyveler, kırmızı şarap, zeytin ve zeytinyağı, fasulye ve enginar, kırmızı soğan ve ıspanak gibi sebzeleri bardındırdıkları polifenollerden dolayı özellikle öneriyor. Bu yiyeceklerin içerdiği resveratrol, piceatannol, fisetin ve quercetin gibi polifenoller vücudumuzda diyabet, obezite, kanser ve yaşlanma gibi hastalıkların tedavisinde rol oynayan sirtuinleri aktive ediyor. Bu yüzden Sinclair, bitkilerin tüketimimizde büyük bir alana sahip olmasını öneriyor.

Ziyaretçi

En yüksek protein miktarını hangi besinden alabiliriz ?
(05-11-2023 Saat 10:35)Ziyaretçi Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]En yüksek protein miktarını hangi besinden alabiliriz ?

Nohut, mercimek, kepek ekmeği, fıstık ezmesi, yulaf, tofu, soya sütü, tahin, keten tohumu, kinoa. Yediğin tüm bitkilerde Farklı oranlarda protein var, yediğin domateste salatalıkta bile o yüzden çok kasmaya gerek yok ama spor kas derdin varsa bu yukarıdaki saydıklarım yüksek proteinli olanlar onlara ağırlık vererek tamamlarsın.
Diş yapımıza bakıldığında otçul birer yaratık olduğumuz kolayca anlaşılır. Zaten Et'i de pişirip, sindirebileceğimiz duruma getirmeden tüketemiyoruz. Ama bazen bitkilerden alamadığımız, veya kendimiz üretemediğimiz maddelere de ihtiyacımız oluyor. Bizim tersimize etcil hayvanlar da bazen bitki tüketiyor. Kedileri ve köpekleri izlediğimizde bazen ot yediklerini görebiliriz.
Sayenizde çok güzel bilgiler öğrendim teşekkür ederim