Forumteams.com !

Tam Versiyon: Hz. Mevlana'nın Susması Dini Hikaye
Şu Anda Arşiv Modunu Görüntülemektesiniz. Tam Versiyonu Görüntülemek İçin Buraya Tıklayınız.
Hz. Mevlana'nın Susması

Bir gün Mevlana Hazretleri şeyhlerin şeyhi ve zamanın az yetiştirdiği insanlardan olan muhaddislerin sultanı, şeyh Sadreddin-i görmeye gelmişti.

Şeyh Sadreddin Mevlana’yı tam bir ağırlama ile karşılayıp, kendi seccadesinin baş köşesine oturttu. Kendisi de onun karşısında iki dizi üzerine edeple oturup, murakabeye (ibadet ve zikire) daldılar.
Nurla dolu olan huzur deryasında bir zaman yüzüp geldiler.

Şeyhin hizmetinde bulunan, birkaç defa Kâbe’yi ziyaret eden, dünyanın dörtte birinde seçilmiş şeyhlerin sohbetine kavuşmuş olan bir derviş vardı. Ona Haci-i Kâşi derlerdi.
Mevlana Hazretlerine “fakirlik nedir” diye sordu. Mevlana cevap vermedi.
Derviş sualini üç defa tekrar etti. Mevlana yine hiçbir şey söylemedi ve hemen kalkıp yürüdü.

Şeyh Sadreddin onu dış kapıya kadar uğurlayıp döndü ve kızarak:
“Ey kemale ermemiş olgunlaşmamış ihtiyar ve ey vakitsiz öten kuş. O sırada sual sorma ve konuşmanın yeri miydi ki terbiyesizlik ettin.
Mevlâna senin sualine doğru cevap verdi. Şimdi sen, habersiz vaktine hazır ol, çünkü gayb (görünmez) aleminden darbe yedin“ dedi.

Derviş Kaşi “Cevabı ne idi?” dedi.

Şeyh:
Allahı bilenin dili körleşir, velilerin huzurunda dille ve kalple bir şey söylenmez.
Hakikati görenlerin önünde söz söylemek hatadır, çünkü bu bizim gaflet ve noksanımızın delilidir.
Senin faydan, görenin önünde susmaktır.
“Edep aklın tercümanıdır.
      Herkes edebi kadar akıllı,
          Aklı kadar şerefli,
      Şerefi kadar değerlidir”...
            Hz.Mevlana