Erkekler Neden Aldatır?
Uzm. Dr. Canan Taner çocukluklarında birden fazla kadın tarafından büyütülen erkeklerin aldatmaya daha yatkın olduğunu söyledi.
Örnek olarak ‘sarışın-beyaz tenli bir anne ve esmer-koyu tenli bir kayınvalideyle’, ‘zayıf-siyah gözlü bir anne ve kilolu-renkli gözlü bir bakıcıyla’ veya ‘soğuk-dokunmayı sevmeyen bir anne ve sıcak-daha çok dokunan bir babaanneyle’ bir arada büyümek buna örnek olabiliyor.Bu durumda çocuğun bilinç dışına bir fantezi yerleşebiliyor ve ileri yaşlarda bu fantezi kendini evlilik ilişkisinde tekrar edebiliyor. Çünkü şu an ve şimdi geçmişin bir tekrarıdır. Zaman, mekan ve oyuncular değişse bile roller hep aynı kalır. Ancak bu, birden fazla ve farklı özellikte kadınlar tarafından büyütülen her erkek için geçerli bir durum değil, istisnaları olabiliyor” şeklinde konuştu.
Çocukluk döneminde kazanılan ve ileri yaşlarda kendini gösteren “aldatma” eyleminin tedavi edilebilir olduğunun altını çizen Canatar, şöyle devam etti: “Aldatan erkeklerin bu sonuçları ortaya çıktıktan sonra, bu kişilerin ve partnerlerinin hemen anne veya anne yerine geçen diğer kadınları suçlamaması gerekiyor. Bu nedenle, suçlamak yerine sorumluluk almak, anne veya anne türevlerini ve o günün koşullarını anlamak önem taşıyor.
Çünkü erkek hayatının sorumluluğunu alarak seçimlerini bilinç dışı ve otomatik olarak yapma yerine kendi yaparsa bu tekrarı bozabiliyor, kaderini kendisi yazabiliyor ve aldatmaya son verebiliyor. İnsan sürekli gelişim ve değişim içinde olabilir. Bu süreçte erkeğin geçmişe karşı tutumunu değiştirmesi çok önemli. Aldatma sonrası affetme ve iyileşmenin, partnerler arası sevgi, saygı ve sadakat üzerine kurulu olan bağın sarsılmadan, sağlıklı bir şekilde sağlanabilmesi için mutlaka bir terapistten yardım alınmasını da öneriyoruz.
Uzm. Dr. Canan Taner çocukluklarında birden fazla kadın tarafından büyütülen erkeklerin aldatmaya daha yatkın olduğunu söyledi.
Örnek olarak ‘sarışın-beyaz tenli bir anne ve esmer-koyu tenli bir kayınvalideyle’, ‘zayıf-siyah gözlü bir anne ve kilolu-renkli gözlü bir bakıcıyla’ veya ‘soğuk-dokunmayı sevmeyen bir anne ve sıcak-daha çok dokunan bir babaanneyle’ bir arada büyümek buna örnek olabiliyor.Bu durumda çocuğun bilinç dışına bir fantezi yerleşebiliyor ve ileri yaşlarda bu fantezi kendini evlilik ilişkisinde tekrar edebiliyor. Çünkü şu an ve şimdi geçmişin bir tekrarıdır. Zaman, mekan ve oyuncular değişse bile roller hep aynı kalır. Ancak bu, birden fazla ve farklı özellikte kadınlar tarafından büyütülen her erkek için geçerli bir durum değil, istisnaları olabiliyor” şeklinde konuştu.
Çocukluk döneminde kazanılan ve ileri yaşlarda kendini gösteren “aldatma” eyleminin tedavi edilebilir olduğunun altını çizen Canatar, şöyle devam etti: “Aldatan erkeklerin bu sonuçları ortaya çıktıktan sonra, bu kişilerin ve partnerlerinin hemen anne veya anne yerine geçen diğer kadınları suçlamaması gerekiyor. Bu nedenle, suçlamak yerine sorumluluk almak, anne veya anne türevlerini ve o günün koşullarını anlamak önem taşıyor.
Çünkü erkek hayatının sorumluluğunu alarak seçimlerini bilinç dışı ve otomatik olarak yapma yerine kendi yaparsa bu tekrarı bozabiliyor, kaderini kendisi yazabiliyor ve aldatmaya son verebiliyor. İnsan sürekli gelişim ve değişim içinde olabilir. Bu süreçte erkeğin geçmişe karşı tutumunu değiştirmesi çok önemli. Aldatma sonrası affetme ve iyileşmenin, partnerler arası sevgi, saygı ve sadakat üzerine kurulu olan bağın sarsılmadan, sağlıklı bir şekilde sağlanabilmesi için mutlaka bir terapistten yardım alınmasını da öneriyoruz.
Erkekler arası "ben daha çok edindim" yarışı.
Veya, bekârlara "ben halâ piyasadayım" mesajı.
Ve "erkek adam yapar" kuruntusu.
Türkiye genelinde erkekler ve kadınlar iki ayrı toplum olarak yaşar. Ve kendi ayrı dünyalarına sahipler. Karşı toplumdan olanları da edinim olarak görürler. Erkeklerin bakış açısından bu genelde böyle. Kadınların bakış açısı konusunda bir fikrim yok. Aldatma her zaman bir üçüncü sahıs veya sahıslar vasıtası ile gerçekleşir. Kimse yalnız aldatamaz. Aldatan erkekse, aldatmaya ortaklık eden kim oluyor? Uzaydan gelen birileri olmadığına göre, suç ortağı da çok yakındadır. O da bir başkasını aldatıyordur mutlaka.
Olaya toplumsal olarak bakmak gerekiyor mutlaka. Bireysel bir olay olarak bakıldığında sonuçlar yanıltır.
Veya, bekârlara "ben halâ piyasadayım" mesajı.
Ve "erkek adam yapar" kuruntusu.
Türkiye genelinde erkekler ve kadınlar iki ayrı toplum olarak yaşar. Ve kendi ayrı dünyalarına sahipler. Karşı toplumdan olanları da edinim olarak görürler. Erkeklerin bakış açısından bu genelde böyle. Kadınların bakış açısı konusunda bir fikrim yok. Aldatma her zaman bir üçüncü sahıs veya sahıslar vasıtası ile gerçekleşir. Kimse yalnız aldatamaz. Aldatan erkekse, aldatmaya ortaklık eden kim oluyor? Uzaydan gelen birileri olmadığına göre, suç ortağı da çok yakındadır. O da bir başkasını aldatıyordur mutlaka.
Olaya toplumsal olarak bakmak gerekiyor mutlaka. Bireysel bir olay olarak bakıldığında sonuçlar yanıltır.
(14-05-2021 Saat 22:37)Kurgu Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Erkekler arası "ben daha çok edindim" yarışı.
Veya, bekârlara "ben halâ piyasadayım" mesajı.
Ve "erkek adam yapar" kuruntusu.
Türkiye genelinde erkekler ve kadınlar iki ayrı toplum olarak yaşar. Ve kendi ayrı dünyalarına sahipler. Karşı toplumdan olanları da edinim olarak görürler. Erkeklerin bakış açısından bu genelde böyle. Kadınların bakış açısı konusunda bir fikrim yok. Aldatma her zaman bir üçüncü sahıs veya sahıslar vasıtası ile gerçekleşir. Kimse yalnız aldatamaz. Aldatan erkekse, aldatmaya ortaklık eden kim oluyor? Uzaydan gelen birileri olmadığına göre, suç ortağı da çok yakındadır. O da bir başkasını aldatıyordur mutlaka.
Olaya toplumsal olarak bakmak gerekiyor mutlaka. Bireysel bir olay olarak bakıldığında sonuçlar yanıltır.
çok güzel bir konuya değinmişsin haklısınız bu konuda her iki yöndende bakmak gerekiyor olaya ve toplumsal olarak ayrıca kişilik'de meselesi bu..
