KrALiÇe   27-10-2020 Saat 04:45
#1
Kutsal Roma İmparatorluğu, 962-1806 yılları arasında 844 yıl boyunca Orta Avrupa'da hüküm sürmüş bir monarşi. Alman Krallığı temelinde olsa da, aslında bir devletçikler bütünüdür. Daha doğrusu imparatorluk toprakları tek bir hanedanın malı değildi. Ülke toprakları birçok federal hanedanlık tarafından yönetiliyordu. Kutsal Roma İmparatorluğu'nu oluşturan bu hanedanlıklar şunlardı: Habsburg Hanedanı (Avusturya, Bohemya ve İspanya Kolu), Hohenzollern Hanedanı (Brandenburg ve Franken Kolu), Wettin Hanedanı (Albrecht ve Ernst Kolu), Wittelsbach Hanedanı (Bavyera ve Pfalz Kolu) ve Oldenburg Hanedanı (Danimarka ve Holstein-Gottorp Kolu). Ayrıca İmparatorlukta bu hanedan topraklarının dışında İsveç ve Kilise Eyaletleri toprakları ile özel statüye sahip bâzı İmparatorluk kentleri de vardı. İmparatorluğun idarî yapısı böyleydi ama Kutsal Roma İmparatorları sadece Habsburg Hanedanı'ndan seçilmekteydi.

Orta Çağ'daki imparatorları antik Roma İmparatorluğu'nun geleneklerini taşıdıklarını iddia etseler de imparatorluğun birçok vatandaşı Almanlardan oluşuyordu ve imparatorluk, modern Almanya ve Avusturya'nın habercisiydi. Geniş yetkili hanedanlıkla yönetilen imparatorluk olarak kurulmasına rağmen devlet, sonunda küçük devletlerin ve şehir devletlerinin gevşek konfederasyonuna dönüştü.

I. Otto 962'de Alman Kralı olarak taç giymiş, fakat bazı tarihçiler tarafından ilk Kutsal Roma İmparatoru olarak kabul edilir (Almanca: Römisch-Deutscher Kaiser). İlk Roma imparatoru unvanı ise Şarlman tarafından kullanılmıştır. Otto, ülkenin Carolingian Hanedanı'ndan olmayan ilk imparatorluğuydu.

Son Kutsal Roma imparatoru, Napolyon Savaşları sırasında tahtından ferâgat eden ve İmparatorluğu fesheden İkinci Franz'dır.

İmparatorluğun sınırları tarih boyunca değişikliklere uğradı. En güçlü döneminde imparatorluk bugünkü Almanya, Avusturya, İsviçre, Lihtenştayn, Lüksemburg, Çek Cumhuriyeti, Slovenya, Belçika, Hollanda toprakları ile Polonya, Fransa ve İtalya topraklarının bir bölümünü kapsıyordu. Tarihinin büyük bir bölümünde imparatorluk yüzlerce küçük krallığı, prensliği, dükalığı, kontluğu ve şehir devletini hâkimiyeti altına almıştır.

Kökeni
Orta Çağ Roma İmparatorluğu'yla bağlantılı olan sacrum ("kutsal" anlamında) terimi, 1157'den itibaren I. Friedrich tarafından kullanılmaya başlanmıştır. 1157 öncesinde bölge sadece Roma İmparatorluğu bölgesi olarak anılmaktaydı.

1512'de Köln emperyal yasama organının bir kararnamesi ile imparatorluğun ismi resmen Alman Milletinin Kutsal İmparatorluğu'na (Almanca: Heiliges Römisches Reich Deutscher Nation, Latince: Imperium Romanum Sacrum Nationis Germanicæ) çevrildi.

Kutsal Roma İmparatorluğu, adını Roma İmparatorluğu'ndan aldı ve onun devamı olarak düşünüldü. Bu düşünce translatio imperii olarak adlandırılan Orta Çağ anlayışına dayanır.

Fransız Aydınlanmacı yazar Voltaire alaycı bir şekilde şöyle yazar: "Bu kendine Kutsal Roma İmparatorluğu diyen ve demeye de devam eden yığın, hiçbir şekilde ne kutsal, ne Roma, ne de bir imparatorluk." 

Tarihçe
VIII. yüzyıldan 1806'ya uzanan Avrupa İmparatorluğu 476'da Batı Roma İmparatorluğu'nun son bulmasından sonra Hristiyan dünyasındaki biricik laik yüksek önder olarak Konstantinopolis'teki (İstanbul) Doğu Roma İmparatoru kaldı. Oysa Rum olan imparator Latinler ve Germenler'den oluşan Batı halkları için bir yabancıydı. Bu dönemde Batı dünyasında imparatorluk geleneği henüz oldukça canlıydı. 

Düzeni sağlayacak, iyi bir yönetim kuracak ve İspanya'yı fetheden Müslüman Arapları yenilgiye uğratacak güçte bir İmparator arayışı güçlüydü. Öte yandan Doğu Kilisesi'nin ayrılmasından sonra Papalar, çok sayıdaki düşmanlarına karşı kendilerini koruyacak ve ruhânî güçlerini savunmalarına yardımcı olacak güçlü bir prensin desteğine ve bağlaşıklığına gereksinim duyuyorlardı. Bu niteliklere en uygun aday olarak Şarlman, 800'de Papa III. Leo tarafından imparator ilan edildi. Arnulf'un 899 yılındaki ölümüne dek imparatorluk tacı Karolenjler'de kaldı.

900 yıllarından sonra Almanya, İtalya ve Fransa'da bir alt-üstlük dönemi yaşandı. Doğmakta olan feodal soylular, krallara karşı savaşıma giriştiler. Bu arada Macar ve Norman kabileleri Batı devletlerinin yıkıma uğrattı. Bu süreçte Almanya ve İtalya'da otorite I. Otto tarafından sağlandı ve 962'de Papa tarafından kendisine imparatorluk tacı verildi. I. Otto'da Alman ve İtalyan feodal soylarına karşı savaşım yürütmek için, feodal hiyerarşi içinde yeni yeni yer almaya başlayan ruhbanların desteğine gereksinim duyuyordu. Böylece Katolik dünyasında bir yandan dünyevî bir önder olarak imparator, öte yandan manevî önder olarak papa belirginleşti. Bu durum Kutsal Roma İmparatorluğu'nun doğuşunu sağladı. İmparator Almanya, İtalya, Macaristan, Fransa, İngiltere ve İspanya'da en yüksek otorite olma, hatta Papalığa egemen olma iddiasını taşıyordu. Ancak imparatorlar bu arzularını hiçbir zaman gerçekleştiremediler. Bir yandan Papalığın, öte yandan Alman ve İtalyan feodal beylerinin ve nihayet Fransa, İngiltere ve Macaristan krallarının direnişleriyle karşılaştılar. 

Bu çerçevede imparatorluk hiçbir zaman sağlam ve süreğen merkezî kurumlara sahip olamadı. Almanya ve İtalya çok sayıda küçük feodal egemenliğe bölünmüş durumdaydı. Vasallar, imparatorun mutlak otoritesini kabul etmiyorlardı. Onlara göre imparatorluğun egemenleri hükümdar değildi; süzerenleri, feodalitenin en yüksek önderiydi, yani kendilerininde içinde yer aldığı feodal hiyerarşinin en üstünde yer alıyordu. Kendileri üzerinde imparatorun hiçbir fiili kuvvetini tanımıyorlardı. Nitekim her önemli adımın atılışında imparator, imparatorluk kurulunda bir araya gelen vasalların görüşünü almak durumundaydı. 

Aynı süreçte Papalar da imparatorların üstünlüğüne karşı çıktılar. Nitekim başlangıçta imparatorlar Kilise üzerinde egemenlik kurmuşken XI. yüzyıldan başlayarak Papalar, Hristiyan dünyasının en üst önderleri olduklarını ileri sürdüler. Öte yandan değişik halklar da kendi milliyetlerinden bir kral çevresinde birleşiyorlardı. Bütün bunlar alt alta geldiğinde aşağı Orta Çağ tarihi, imparatorlar, vasallar, Papalar ve değişik milliyetlerden halklar arasında bir mücadeleler tarihi olarak belirir. Bu mücadelelerde ne imparatorlar, ne de Papalar Hristiyan dünyasında kesin üstünlük sağlayabildiler. Mücadele, XVI. yüzyıl reformlarıyla Katolik imparator ile Protestanlığı kabul eden Alman prenslikleri arasındaki bölünme sonucu imparatorluğun zayıflamasıyla sonuçlandı. İmparatorluk bir dizi çatışma içine girdi. Bu çatışmaların en önemlisi Otuz Yıl Savaşları'dır. 1618-1648 arasındaki dönemde Almanya'nın yıpranması sonucu İmparatorluk, imparatorun biçimsel otoritesi altında toplanmış yarı-bağımsız devletler topluluğu durumuna geldi.

XVI. yüzyılın başına dek lider Alman prensliği tarafından Alman kralı olarak seçilen kişiye tacını Papa taktı. Papa tarafından taç giydirilmemiş ilk kral I. Maximillian (hükümdarlık dönemi 1493-1519) oldu. Ancak onu izleyen Şarlken'e 1530'da taç, Papa tarafından takıldı. Bu gelenek Şarlken'den sonraki savaş döneminde terk edildi. XV. yüzyıl başlarında başlayarak İmparatorluk ünvânı ve Alman krallığı, şeklen seçimler yapılmakla birlikte veraset yoluyla aktarıldı. 1804'te I. Napolyon Kutsal Roma Germen İmparatoluğu'nun geleneksel üstünlüğüne son verip kendini imparator ilan edince son imparator II. Franz, 1806'da Kutsal Roma İmparatoru ünvânından vazgeçip yalnızca Avusturya İmparatoru ünvânını adlı. Böylece bin yıllık Kutsal Roma İmparatorluğu resmen son buldu.

Kurumlar
Kutsal Roma İmparatorluğu bugünkü birçok devlet gibi merkezi bir devlet değildi. Düzinelerce, hatta yüzlerce farklı kurumun bir araya gelmesinden oluşuyordu. Bunlar arasında krallıklar, dükalıklar, kontluklar, piskoposluklar, manastırlıklar vardı, bunların hepsi topluca prenslikler olarak bilinir. Aynı zamanda direkt olarak imparator tarafından yönetilen bölgeler de vardı. İmparator hiçbir zaman sınırsız şekilde kontrol sahibi olmadı, yetkileri çok sayıda yerel kuruluş tarafından sınırlandırılmıştı.

Orta Çağ'ın sonlarından itibaren Kutsal Roma İmparatorluğu yerel güçlerin birbirleriyle egemenlik için mücadele ettikleri gevşek bir birlik oldu. Orta Çağ'ın Fransa ve İngiltere gibi diğer imparatorluklarıyla karşılaştırıldığında imparatorların ülkesi üzerinde kontrol kazanmakta başarılı olamadıkları görülür. Tam tersine birçok imparator iktidardaki konumunu güvenceye alabilmek için yerel yöneticilere, soylulara ve piskoposlara giderek daha çok otonomi vermek zorunda kalmıştır. Bu süreç 11. yüzyılda imparator ataması konusunda yaşanan Atama Kavgası (Investitura) ile başladı ve 1648'deki Vestfalya (Westphalia) Anlaşması ile bir sonuca bağlandı. Birçok imparator otoriteyi merkezileştirme girişiminde bulunduysa da, sürekli Papalığın ve imparatorluk içindeki prenslerin direnişiyle karşılaştılar.

İmparatorluk devletleri
İmparatorluk diyeti içinde temsil edilen bölgeler, ki bunların sayısı Vestfalya Anlaşması sırasında 300 kadardı, birçoğu Kleinstaatterei ("küçük devletler") denilen birkaç kilometre kareyi geçmeyen, ve/veya birbirine bitişik olmayan bölgelerden oluşuyordu. Bu yüzden imparatorluğa sık sık "Flickenteppich" ("yamalı bohça") deniyordu. Eğer bir birimin feodal kanuna göre kendi üstünde imparatordan başka bir birim yoksa, yani direkt imparatorun altındaki bir vassallık ise o birim Reichsstand (imperial estate, imparatorluk devleti) olarak nitelenirdi. İmparatorluk devletleri şunlardan oluşuyordu:

Prens, arşidük, dük, miras yoluyla soylu biri tarafından yönetilen bölgeler.
Laik otoritelerin piskoposluk, manastırlık gibi ruhani yönetimler tarafından elde tutulduğu bölgeler. Bu bölgelerde prens-piskoposlar bulunur ve hem ruhani hem laik gücü ellerinde bulundururlardı. Köln Elektörlüğü bu tür devletlere bir örnektir.

Özgür imparatorluk şehirleri ve imparatorluk köyleri gibi direkt olarak imparatorun yargı alanındaki bölgeler.
İmparatorluk şövalyelikleri ve kontlukları gibi dağınık bölgeler. İmparatorluğa dahil olmalarına karşın İmparatorluk diyetinde temsil edilmezlerdi.

Roma Kralları
Olası imparator önce Roma kralı olarak seçilirdi. (Latince: Rex Romanorum; Almanca: König der Römer) 9. yüzyıldan itibaren Alman kralları seçildi ve en önemli beş soyun liderleri (Lorraine Düklüğünden Sal Frankları, Frankonya'dan Ren Frankları, Saksonlar, Bavyeralılar ve Svabyalılar) arasından seçildiler. İmparatorluğun en önemli dük veya piskoposu Roma kralı seçilirdi. İmparator IV. Karl 1356'da çıkardığı "Golden Bull" (Altın Ferman) ile elektörlüklerin sayısını yedi olarak sınırladı: Bohemya krallığı, Ren Palatinate Elektörlüğü, Saksonya Düklüğü, Brandenburg Elektörlüğü ve Cologne, Mainz ve Trier başpiskoposlukları. Otuz Yıl Savaşları sırasında Bavyera Dükalığına sekizinci, Brunskwick-Lüneburg dükalığına (konuşma dilinde Hanover) da dokuzuncu elektörlük verildi. Ayrıca Napolyon savaşları sonucunda elektörlükler yeniden düzenlendi, fakat yeni elektörlükler imparatorluk dağılana kadar oy kullanamadı. Elektörülüğe aday olanın var olan elektörlere toprak ya da maddi imtiyazlar sunması gerekiyordu.

Roma kralı seçilen kişin teorik olarak Papa tarafından taç giydirilmesini talep edebilirdi. Ancak birçok durumda kralın önce yıllar süren başka bazı sorunları halletmesi gerekiyordu: isyancı Kuzey İtalya'daki çatışmaları veya Papa ile yaşadığı çekişmeyi dindirmek gibi.

İmparator erkek ve soylu bir aileden olmak zorunda idi. İmparatorun Katolik olmasını zorunlu kılan bir yasa yoktu ama elektörlerin çoğu dinlerine çok bağlı olduklarından hiçbir zaman bir Protestan imparator seçilmedi. İmparator ya da elektörlerin hangi düzeyde Alman olması gerektiği de tartışmalı bir konuydu. Orta Çağ'da, bazı krallar ve imparatorlar Alman kökenli değildi, ancak Rönesans'tan sonra Alman soyundan gelmek adeta bir gereklilik haline geldi.

İmparatorluk Diyeti (Reichstag)
İmparatorluk diyeti (Reichstag veya Reichsversammlung) bugünkü meclisler gibi bir yasama meclisi değildi, üyelerinin karar verme hakları yoktu ve müzakere amacıyla toplanmış bir merkezi foruma benziyordu.[8] Diyet teorik olarak imparatorun üstünde idi. 3 organdan oluşurdu:

Elekörler meclisi (Kurfürstenrat): Roma Kralını seçme yetkisi olan elektör prenslerden oluşurdu. Bunların sayısı 1356'da çıkarılan "Golden Bull" ile yedi olarak saptanmış, 1648'de (Vestfalya Barışı) sekiz, 1692'de dokuz olmuş, 1777'de iki prensliğin birleştirilmesinden dolayı yeniden sekize düşürülmüştü.

Prensler meclisi (Reichfürstenrat): Elektör olmayan prensler bu meclisi oluştururdu. İki gruba (Bank) ayrılırdı: Laik prenler ve ruhani prensler. Büyük prenslerin bireysel oy hakları vardı, küçük prenslikler ise coğrafi olarak "college" adıyla gruplanarak bir oya sahip olurlardı. Her college bir oya sahipti. Meclisin yönetimi Salzburg başpiskoposluğu ile Avusturya arşidüklüğü arasında gidip gelirdi. 1800 yılında bu meclisteki 100 sandalyenin 37'si ruhani prenslik, 63'ü laik prenslikti.

İmparatorluk şehirleri meclisi (Städterat): Özgür imparatorluk şehirlerinden oluşan bu meclis de iki gruba (Bank) ayrılırdı: Svabya (Schwäbische Städtebank) ve Ren (Rheinische Städtebank). Bu meclis diğerleriyle aynı yetkilere sahip değildi. Yeni bölgelerin imparatorluğa katılması gibi konularda oy verme hakları yoktu. Diyetin bir parçası olarak kabul edilmeleri Orta Çağ'ın sonlarına doğru yaygınlaştı. Ancak resmi olarak diyete katılmaları 1648 (Vestfalya barışı) gibi geç bir tarihte oldu.

İmparatorluk mahkemeleri
İmparatorluğun iki mahkemesi vardı: Reichshofrat (Aulic Konsili) ve 1495'teki reform ile kurulan Reichskammergericht.

İmparatorluk çemberi
Ana madde: İmparatorluk çemberi
İmparatorluk reformunun bir parçası olarak 1500 yılında altı imparatorluk çemberi oluşturuldu, 1512'de bunlara dört çember daha eklendi. Bunların çoğunluğu imparatorluk içindeki devletlerin savunma, vergi, para basma, kamu güvenliği gibi amaçlarla yapılmış bölgesel gruplardı. Her çemberin Kreistag denilen kendi meclisleri (çember diyeti) vardı ve çemberin ilişkilerini koordine eden bir veya daha fazla yöneticisi vardı. Bütün imparatorluk bölgeleri bu çemberler içinde değildi. Bohemya Krallığı ve İsviçre Konfederasyonu bu çemberlerin dışında olduğu gibi, kuzey İtalya'daki imparatorluk fiefleri, imparatorun şövalyelerine ait topraklar ve Jever Lordluğu gibi diğer bazı küçük bölgeler de çemberlerde değildi.

Ordu
Kutsal Roma İmparatorluğu ordusu (Almanca Reichsarmee, Reichsheer veya Reichsarmatur; Latince exercitus imperii) 1422'de oluşturuldu ve Napolyon Savaşlarının hemen öncesinde ortadan kalktı. İmparatora ait olan İmparator ordusu (Kaiserliche Armee) ile karıştırılmamalıdır. İmparatorluk ordusu daimi bir ordu değildi ve tehlike durumlarında yerel askeri birliklerin bir araya getirilmesi ile oluşturulurdu.[9] Askeri birlikler imparatordan daha çok kendi yerel ittifaklarına sadıktılar.

İdari merkezler
Mahkemelerden Reichshofrat (Aulic Konsili) Viyana'da idi. Reichskammergerich ise kalıcı olarak Wetzlar'a taşınana kadar Worms, Augsburg, Nürnberg, Regensburg, Speyer ve Esslingen'de idi.

İmparatorluk Diyeti (Reichstag) ise kalıcı olarak Regensburg'a taşınana kadar Paderborn, Bad Lippspringe, Ingelheim am Rhein, Diedenhofen (now Thionville), Aachen, Worms, Forchheim, Trebur, Fritzlar, Ravenna, Quedlinburg, Dortmund, Verona, Minden, Mainz, Frankfurt am Main, Merseburg, Goslar, Würzburg, Bamberg, Schwäbisch Hall, Augsburg, Nuremberg, Quierzy-sur-Oise, Speyer, Gelnhausen, Erfurt, Eger (şimdiki Cheb), Esslingen, Lindau, Freiburg, Cologne, Konstanz ve Trier gibi pek çok şehirde toplandı. Kutsal Roma İmparatorluğunun hiçbir zaman bir başkenti olmadı. İmparator genellikle istediği yerden ülkeyi yönetirdi. Buna imparatorluk tahtı denirdi. Taht değişik şehirlerde olmuştur: Aachen (794'ten sonra), Münih (1328-1347 ve 1744-1745), Prag (1355-1437 ve 1576-1611), Viyana (1438-1576, 1611-1740 ve 1745-1806) ve Frankfurt (1742-1744).

Elektörler tarafından yapılan imparatorluk seçimi genellikle Frankfurt'ta yapılırdı ama Augsburg, Rhens, Cologne ve Regensburg'da da yapılmıştır. 16. yüzyıla kadar Kutsal Roma İmparatoru olarak seçilen kişilere Roma'da Papa tarafından taç giydirilirdi, diğer kralların taç giydirme törenleri ise Ravenna, Bologna ve Reims'ta da yapılırdı.

Büyük şehirler
Yıllara göre imparatorluğun büyük şehirleri ve nüfusları:
1050: Regensburg 40,000. Roma 35,000. Mainz 30,000. Speyer 25,000. Köln 21,000. Trier 20,000. Worms 20,000. Lyon 20,000. Verona 20,000. Floransa 15,000.
1300-1350: Prag 77,000. Köln 54,000. Aachen 21,000. Magdeburg 20,000. Nürnberg 20,000. Viyana 20,000. Danzig (şimdi Gdańsk) 20,000. Strazburg 20,000. Lübeck 15,000. Regensburg 11,000 
1500: Prag 70,000. Köln 45,000. Nürnberg 38,000. Augsburg 30,000. Danzig (şimdi Gdańsk) 30,000. Lübeck 25,000. Breslau (şimdi Wrocław) 25,000. Regensburg 22,000. Viyana 20,000. Strazburg 20,000. Magdeburg 18,000. Ulm 16,000. Hamburg 15,000.
1600: Prag 100,000. Viyana 50,000. Augsburg 45,000. Köln 40,000. Nürnberg 40,000. Hamburg 40,000. Magdeburg 40,000. Breslau (şimdi Wrocław) 40,000. Strazburg 25,000. Lübeck 23,000. Ulm 21,000. Regensburg 20,000. Frankfurt 20,000. Münih 20,000.

Din
1555 yılına kadar imparatorlukta Katolik Kilisesi tek resmi dindi. İmparator da hep Katolik'ti.

1555 yılında Augsburg Barışı ile Luthercilik, 1648'deki Vestfalya Barışı ile Kalvinizm de resmi olarak tanınan dinler oldular. Bu iki Protestan mezhebi resmi olarak kabul edilmişti ama bunların dışında da Anabaptizm ve Arminyanizm gibi mezhepler de imparatorluk çapında yasa dışı şekilde varlıklarını sürdürüyorlardı.

Augsburg Barışı'ndan sonra Cuius regio, eius religio adı verilen bir sisteme geçilmiştir. Bu durumda İmparatorluğun topraklarının resmi dini o toprağın yöneticisinin dini olarak kabül ediliyordu.

İmparatorlukta bir Yahudi azınlığı da bulunuyordu.

Kaynakça: wikipedia.com- Kutsal Roma İmparatorluğu
İfadeleri İptal Et?
  

Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi