Rüyada Gibi Hissedeceğiniz Dünyanın En Güzel Yerleri
Bugüne kadar gezmiş olduğunuz yerler sizi artık sizi tatmin etmiyor olabilir. İşte karşınızda dünyanın en güzel yerleri.
Torres del Paine Ulusal Parkı – Şili
Patagonya bölgesinde yer alan bu milli park harika manzaraya sahip buzullar, göller, akarsular ve oranlardan oluşuyor. Parkın merkezinde Cordillera del Paine dağları var. Bu dağlardaki en ünlü zirve granit kayaç yapısıyla dikkat çeken Torres del Paine.
Bu harika milli parkı yaz aylarında (bizdeki kış ayları) ziyaret etmenizi öneriyoruz. Park, güney kutbuna yakın olduğu için bu mevsimde güneş saat 22.00’den önce batmıyor.
Lake Louise – Kanada
Mavi ile yeşil arasında inanılmaz bir renge sahip olan bu göl etrafını çevreleyen dağlarla Bob Ross’un televizyonda yaptığı resimlere benzeyen bir manzaraya sahip. Lake Louise’de dört mevsim boyunca yapılacak bir şeyler var. Bahar ve yaz aylarında gölde kano ile gezebilir, göl çevresinde trekking yapabilirsiniz. Kış aylarında da göl donduğunda kızak ya da buz pateni gibi aktiviteleri yapmanız mümkün.
Cinque Terre – İtalya
Sırtını dik bir kıyıya dayamış küçük renkli evleriyle Cinque Terre İtalya’nın en fotojenik kasabalarından. İtalya’nın kuzey batısında; La Spezia kenti yakınlarındaki Cinque Terre 1997 yılından bu yana UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde. Beş kasabadan oluşan bu bölge, internette dolaşan fotoğrafları sayesinde son yıllarda gezginler arasında oldukça popüler olmaya başladı. Ancak diğer bir yandan da ortaçağ atmosferini korumaya da başaran Cinque Terre, farklı bir İtalya deneyimi için sizi bekliyor!
Como Gölü – İtalya
Başta Ocean’s Twelve olmak üzere birçok Hollywood yapımına set olmuş bu göl İtalya’nın kuzeyinde yer alıyor. Gölün güzelliği sadece doğasından değil, etrafındaki birbirinden güzel yapılardan da geliyor. Roma döneminden bu yana toplumun en üst tabakasının dinlenme yeri olan Como, bu insanların yaptırdıkları mimari şaheserlerle çevrelenmiş.
Como Gölü’ne adını veren Como şehri, kuzey İtalya’nın en güzel şehirlerinden biri. Como Katedrali, San Fedele Kilisesi ve Sant’Abbondio Bazilikası gibi yapılar görülmeye değer.
Table Mountain – Güney Afrika
Tepesinin dümdüz olması nedeniyle Table Mountain (Masa dağı) adını almış bu doğa harikası Güney Afrika’nın Cape Town kenti yakınlarında. En yüksek noktası 1.084 metre olan bu dağı Cape Town’un hemen hemen her yerinden görmek mümkün. Dağın masayı andıran zirvesinin uçtan uca uzunluğu tam 3 kilometre. Böyle ilginç bir oluşumunu görmek bahaneniz olsun, Güney Afrika yolculuğunuzu tasarlamaya başlayın!
Fuji Dağı – Japonya
Bir aktif volkan olan Fuji Dağı, Japonların kutsal saydıkları bir dağ. Tokyo yakınlarında olan bu dağın etrafında beş göl bulunuyor. Bahar aylarında bu göllerin etrafındaki kiraz çiçekleri açıyor ve geleneksel Japon resimlerinde tasvir edilenlere benzer bir manzara ortaya çıkıyor.
3776 metre yüksekliğiyle Japonya’nın en yüksek dağı olan Fuji aktif bir yanardağ. Ancak dağda 1707 yılından bu yana herhangi bir volkanik patlama olmamış. Dağın tepesi yılın beş ayı boyunca karla kaplı. Neredeyse mükemmel bir koni şekline sahip olan bu dağ, tarih boyunca birçok Japon sanatçıya ilham kaynağı olmuş.
Reine – Norveç
Sadece 300 kişinin yaşadığı bu küçük balıkçı kasabası kuzey kutup dairesinin üstünde Moskenesøya adasında yer alıyor. Bu küçük kasaba dünyanın en güzel kasabalarından biri. Eğer kuzey ışıklarını seyretmek için Norveç’e gitmeyi planlıyorsanız Reine kasabasını ziyaret edin ve kendinize bir balıkçı kulübesi kiralayarak çok farklı bir tecrübe yaşayın.
Iguazu Şelaleleri – Arjantin
Dünyanın yedi doğa harikası listesinde yer alan Iguazu Şelaleleri dünyadaki en büyük şelale sistemi. Haliyle de Dünyanın En Güzel Şelaleleri listesinde yerini baş köşede alıyor. Arjantin – Brezilya sınırında yer alan bu şelaleler nefes kesen manzaralara sahip. Bu etkileyici şelale, dünyanın en güzel yerlerinden biri.
Şelalenin genişliği 2.700 metre. Birçok gezgin için dünyanın en güzel şelalesi olan bu şelaleden saniyede tam 1.700 metreküp su, iki basamak halinde 75 metre yükseklikten aşağıya düşüyor. Ortaya çıkan manzara tarif edilemez güzellikte.
Sokotra – Yemen
Arap Yarımadası’nın güneyinde Hint Okyanusu’nda yer alan bu ada dünyanın en garip görünümlü yerlerinden biri. Adanın bu kadar garip görünmesinin nedeni de UFO’ya benzeyen ve adıyla da bu görünümü onaylayan “ejderin kanı” ağaçları. Kalın ve sık dalları olan bu ağacın tepesi dümdüz ve ağacın özsuyu kırmızı renkte. Bu kırmızı renkteki özsu nedeniyle ağaca ejderin kanı ağacı adı verilmiş.
Ejderin kanı ağacı Sokotra’nın en bilindik bitki türü. Ancak Sokotra’nın bitkisel çeşitliliği bu ağaçla sınırlı değil. Ada tespit edilen tam 800 çeşit endemik bitki var.
Ipanema Plajı – Brezilya
Dünyanın en güzel yerleri listemizde sırada şarkılara konu olmuş Ipanema Plajı var. Bu plaj dünyanın en meşhur plajlarından. Rio de Janeiro kentinin güneyinde yer alan bu plajın manzarasını Dois Irmaos (iki kardeş) tepeleri tamamlıyor. Rio De Janeiro dünyanın sayılı Plaj Kentleri arasında. “Ipanema” kelimesi Brezilya yerlileri olan Tupilerin dilinde “pis göl” anlamına geliyor. Ancak Tupiler bu tanımlamayı Ipanema’nın sularının pis olduğu için değil, akıntılar nedeniyle bu sularda balıkların yaşamadığı için yapmışlar.
Sahara el-Beyda – Mısır
Neredeyse beyaza çalan bir çölde kaybolmaya ne dersiniz? Tamam, bir çölde kaybolmak pek de iyi bir fikir değil. Ancak Mısır’daki Sahra el-Beyda çölünde kendinizi kaybedeceğiniz kesin.
Çölün neredeyse beyaz renkte olmasının nedeni çöldeki kalker tabakası. Bu kalker tabakası da bölgenin 80 milyon yıl önce denizle kaplı olması. Yıllar içinde deniz suları çekilmiş, denizde yaşayan canlılar ölmüş ve en sonunda rüzgârın aşındırıcı etkisiyle bu etkileyici çöl manzarası ortaya çıkmış.
Venedik Kanalları – İtalya
Venedik dünyanın turistik kentlerinden biri. Kent o kadar turistik ki eski şehir bölgesinde yaşayan Venediklilerin neredeyse tamamı ana karadaki yeni Venedik’e taşınmak zorunda kalmış.
Ancak yüksek turist popülasyonuna rağmen Venedik dünyanın en güzel kentlerinden biri. Kentin bu kadar güzel olmasını sağlayan da kenti tıpkı sokaklar ve caddeler gibi sarmalayan kanallar ve bu kanalların üstündeki köprüler.
Venedik’e trenle giderseniz dünyanın en güzel tren istasyonu çıkışlarından birini görebilirsiniz. Santa Lucia tren istasyonundan çıktığınızda sizi tüm güzelliğiyle büyük kanal, “Canale Grande” karşılayacak. Sola doğru dönüp birkaç metre yürüdükten sonra da Ponte degli Scalzi köprüsünü göreceksiniz. Ponte di Rialto, Ponte dell’Accademia, Ponte delle Guglie, Ponte dei Sospiri ve Ponte degli Scalzi Venedik’te görmeniz gereken diğer köprüler.
Ponte Vecchio – Floransa/İtalya
Floransa’daki en eski köprü olan Ponte Vecchio sadece bir köprü değil. Bu köprü tarih boyunca değişik meslek grupları tarafından kullanılmış. Köprünün ilk sahibi kasaplar olmuş. Kasapların Arno nehrine attıkları hayvan artıkları problem olmaya başlayınca 1593 yılında köprüden çıkarılmışlar. Kasapların yerini bu sefer altın tüccarları almış. Bir süre sonra da dünyadaki ilk bankerler bu köprü üstünde ortaya çıkmış. Bu yüzden modern bankacılığın köklerinin bu köprü üstünde atıldığını söyleyebiliriz.
Bu kadar ilginç tarihi bilgiyi bir kenara bırakalım. Ponte Vecchio, dünyanın en güzel köprülerinden biri. Yola çıkın, Floransa’ya gelin ve dünyanın en güzel yerleri arasında yer alan bu güzel köprüyü doya doya izleyin.
Eiffel Kulesi – Paris/Fransa
Dünyanın en ünlü kulesi olan Eiffel Kulesi, Paris’in hatta Fransa’nın görsel sembolü. 320 metre yüksekliğindeki kule, Paris’in hemen hemen her yerinden görmek mümkün.
Avrupa’nın en çok turist çeken şehri Paris’te Gezilecek Yerler ve görülmesi gereken noktalar burada!
Dünyanın en bilinen yapılarından biri olan bu kule 1889 yılındaki fuar için geçici olarak inşa edilmiş. Fuarda Fransız sanayisinin gücünü göstermek adına inşa edilen bu yapının bir süre sonra kaldırılacağı düşünüyormuş. Ancak kuleyle Parisliler arasında bir sevgi – nefret ilişkisi gelişmiş ve kule bugüne kadar gelmeyi başarmış.
Eiffel Kulesi bir turizm klişesi olabilir. Bir klişe bile olsa bu kule kesinlikle dünyanın en güzel yerlerinden biri.
Park Güell – Barselona/İspanya
Barselona’nın Gracia bölgesinde yer alan park, ünlü Katalan mimar Gaudi’nin eseri. La Sagrada Familia ile tanıdığımız Gaudi modern zamanların en özgün mimarlarından biri. Gaudi, kendine has bu özgün bakış açısını bu parka da yansıtmış.
Tac Mahal – Hindistan
Dünyanın en güzel yerleri listesinde efsanevi bir aşk hikâyesine sahne olmuş bir yapıya geldi sıra.
Şah Cihan’ın ölen eşi Mümtaz Mahal için yaptırdığı bu anıt mezar, dünyanın en güzel mimari yapılarından biri. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu ikonik yapının inşasında tam 20.000 işçinin çalıştığı tahmin ediliyor. 1631 – 1648 yılları arasında inşa edilen Taj Mahal dünyanın en önemli İslami yapılarından biri.
Tac Mahal hakkında daha fazla bilgi için burayla ilgili yazımıza göz atabilirsiniz.
Taj Mahal’i ziyaret ettiğinize yapıdaki detaylara gösterilen özen dikkatinizi çekecek. Özellikle yapıdaki kaligrafi işçiliği oldukça etkileyici.
Şah Cihan, dünya tarihinin en romantik hareketlerinden biri yapmış. Ancak ne yazık ki bu hikâyenin mutlu olmayan bir sonu var. Tahtı babasından zorla alan Evrengzib, babasını hapse attırıyor. Yaşamının son yıllarını hapiste geçiren Şah Cihan’ın tek tesellisi, hücresinin penceresinden Taj Mahal’i görebilmek.
Petra – Ürdün
Kireçtaşına oyulan bir kent Petra. Tapınakları, tiyatrosu ve evleriyle “Gül şehri” olarak da adlandırılan bu antik kent; dünyanın en etkileyici yerlerinden biri.
Petra’yı inşa eden göçmen bir kavim olan Nebatiler hakkında pek fazla bilgi yok. Eldeki tek varsayım, bu kentin yaklaşık 2.000 yıl önce inşa edildiği.
Şafşavan – Fas
Rif Dağları’nın eteklerindeki Şafşavan, engebeli dar sokaklarını saran mavi ve beyaza boyalı evleriyle ziyaretçilerini bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Şafşavan, Fas’ın ruhunu yakalamak için ziyaret etmeniz gereken yerlerden biri. Şafşavan’ın evleri, Fas’ın geleneksel mimarisini yansıtıyor.
Şafşavan, 1471 yılında kurulmuş. Tarih boyunca birkaç defa büyük göç dalgalarına ev sahipliği yapmış. Önce İspanyollardan kaçan İber Yarımadası’nda yaşayan Müslüman ve Yahudiler kente yerleşmişler. Sonrasında da Hitler’in zulmünden kaçan Yahudiler kente gelmişler.
Evlerin duvarlarının neden maviye boyandığını kimse tam olarak bilmiyor. Kimine göre mavi rengi sivrisinekleri uzak tutuyor; kimine göre de mavi, cennetin rengi.
Neuschwanstein Şatosu – Almanya
Füssen kenti yakınlarındaki Neuschwanstein Şatosu, Almanya’nın en etkileyici şatosu. Şatonun yapımı 1886 yılında bitmiş. Neo – Romantizm mimari stiliyle yapılan kale Bavyera kralı II. Ludwig tarafından besteci Wagner’in onuruna yaptırılmış.
Neuschwanstein Şatosu’nu ziyaret ettiğinizde kendinizi bir Disney filminde gibi hissedeceksiniz. Haksız da sayılmazsınız. Bu hisse Disney’dekiler de kapılmışlar ve Disneyland’deki “Uyuyan Güzel Şatosu”nu Neuschwanstein’dan ilham alarak tasarlamışlar.
Palau – Palau
Palau, Papua Yeni Gine’nin kuzeyinde yer alan bir okyanus ülkesi. Yaklaşık 350 adadan oluşan Palau sahip olduğu biyolojik çeşitlilikle su altı fotoğrafçılığıyla ilgilenenlerin mutlaka görmesi gereken yerler arasında.
Nüfusu sadece 25.000 olan bu ülke dünyanın en özel yerlerinden biri. Doğa fotoğrafçılığıyla ilgileniyorsanız, Palau sizin için bir cennet olabilir.
Granada – İspanya
Dünyanın en güzel yerleri listemiz bu kez bizi İspanya’nın güneyine, Endülüs’e götürüyor. Burası aynı zamanda Game of Thrones’un çekimlerinin İspanya’da yapıldığı yer.
Bir zamanlar dünyanın en önemli kentlerinden biri olan Granada, İspanya’daki İslam medeniyetinin izlerini sürmek için en iyi yer. Kentin incisi, zamanının en büyük mimari başarılarından biri olan Elhambra Sarayı. Dar sokaklara sahip eski kent merkezinde Endülüs Emevileri döneminden miras kalan Müslüman ve Yahudi yaşamına tanık olabilirsiniz. Granada’da günümüzden yüzlerce yıl önceye gideceğiniz bir yolculuk sizi bekliyor.
Zhangye Danxia Dağları – Çin
Dünya üstündeki bazı yerler olağan üstü oluşumlarıyla varlığınızı sorgulamanıza neden olur. Çin’deki Zhangye Danxia Dağları da bu yerlerden.
Zhangye Danxia Dağları’nda gökkuşağı sanki yere düşmüş gibi. Farklı minerallere sahip toprağın erozyon sayesinde şekillendiği bu dağlar kırmızı, yeşil, mavi ve sarı renklere sahip. Bu büyüleyici manzarayı fotoğraflamak için sabahın erken saatlerini ya da gün batımını tercih edin. Pişman olmayacaksınız!
Bogoria Gölü – Kenya
Kenya’daki Borogia Gölü, pembe bir denizi andırıyor. Bu pembe rengin nedeni de gölün dünyadaki en büyük flamingo popülasyonuna sahip olması. Gölün su yosunu bakımından zengin olması flamingoların burada yaşamayı tercih etmesini sağlıyor.
Vahşi yaşamı fotoğraflamayı seviyorsanız, Borogia Gölü “ölmeden önce görülmesi gereken yerler” listenizde yer almalı.
Gobi Çölü – Moğolistan
Dünyanın en güzel yerleri listesinde sırada dünyanın en ıssız yerlerinden biri var.
Bugüne kadar gezdiğiniz yerler sizi tatmin etmemeye başladıysa; farklı bir manzaranın, farklı bir hayatın peşindeyseniz Moğolistan’ın Gobi Çölü bir sonraki seyahatiniz olabilir.
Bir zamanlar dünyaya hâkim olan Moğolistan bugün dünyanın en gizemli ülkelerinden biri. Dağlarla çevrili bu güzel ülke, modern dünyanın standart hallerinden pek de etkilenmemiş gibi.
Batıda Tanrı Dağları ve Kuzeyde Altay Dağları arasında kalan Gobi Çölü 1.600 kilometre uzunluğuyla dünyanın en büyük çöllerinden.
Hiçliğin ortasında bambaşka bir deneyim yaşamak; çölde çadırlarda yaşayan köylülerin konukseverliğine tanık olmak, bildiğiniz hayattan çok farklı bir hayata dokunmak için Gobi Çölü’nde bir maceraya çıkın.
Dubrovnik – Hırvatistan
Dubrovnik, eskiden Yugoslavya topraklarındayken pek bilinmeyen bir şehirdi. Hırvatistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra Avrupalı turistler arasında her geçen yıl daha da popüler hale geldi. Meşhur Game of Thrones dizisinin büyük bir bölümü kentte çekilmesi dünyanın en güzel yerleri arasında yer alan Dubrovnik’in ününe ün kattı.
Dubrovnik; şehri saran surları, tarihi kapıları ve limanıyla tam bir orta çağ kenti. Uzun yıllar boyunca Yugoslavya topraklarında olması sayesinde Dubrovnik, büyük ölçüde kimliğini korumayı başarmış. Ancak kent her geçen yıl artan turist sayısıyla daha da kalabalık hale geliyor. Bu yüzden elinizi çabuk tutun ve bu güzel kenti bir an önce keşfedin!
Büyük Kanyon – A.B.D.
Amerikan filmlerinden pek bir aşina olduğumuz Büyük Kanyon, Amerika’nın sahip olduğu en büyük doğal güzelliklerden biri. Büyüklüğü ve güzelliğiyle Büyük Kanyon, dünyanın en güzel yerleri listesinde yerini alıyor.
365 kilometre uzunluğu, 29 kilometre genişliğiyle Büyük Kanyon; adından da anlaşılacağı gibi Amerika’daki en büyük kanyon.
Kanyonun tam 2 milyar yaşında olduğu tahmin ediliyor. Farklı minerallere sahip kayaçların oluşturduğu renkli manzara kanyona özel bir hava katıyor.
Havasupai, Navajo, Hopi, Hualapai ve Hopi kabileleri binlerce yıldır kanyonun etrafında yaşıyorlar.
Çin Seddi – Çin
Çin’in kuzeyinde yer alan Çin Seddi, dünyanın yedi harikasından biri. Çoğumuzun tek bir duvar olduğunu düşündüğü Çin Seddi aslında bir duvar sistemi. Toplam uzunluğu 21.000 kilometreyi aşan Çin Seddi, dünyanın en uzun savunma duvarı.
Çin Seddi birkaç nedenden dolayı yapılmış. Bu duvar öncelikle kuzeyden gelen yabancı akıncıları durdurmak için yapılmış. Diğer bir neden de hanedanlar arasındaki savaşlarda savunmayı güçlendirmekmiş. Çin Seddi’nin prestij açsından da bir önemi var. Bu duvar sayesinde Çin’deki hanedanlar arasındaki mücadelenin son bulduğu; Çin’in artık birlik içinde bir ülke olduğu mesajı verilmiş.
Dünya tarihinin önemli parçalarından biri olan bu duvar, dünyanın en güzel yerleri listenizde kesinlikle yer almalı.
Matterhorn – İsviçre
İsviçre’nin görsel sembollerinden biri olan Matterhorn dağı, Avrupa’nın en etkileyici manzaraya sahip olan dağlarından biri. Piramite benzer şekliyle ilginç bir görünüme sahip olan bu dağ aynı zamanda modern dağcılığın doğduğu yerlerden biri.
Matterhorn dağı Avrupa’nın en yüksek dağı olmasa da topografik özellikleri nedeniyle Avrupa’da çıkılması en zor dağlardan biri. Dağa ilk çıkış denemesi 1865 yılında yapılmış. Bu tarihten beri Matterhorn, dünyadaki dağcıların en çok çıkmayı istedikleri dağlardan biri.
Bugüne kadar gezmiş olduğunuz yerler sizi artık sizi tatmin etmiyor olabilir. İşte karşınızda dünyanın en güzel yerleri.
Torres del Paine Ulusal Parkı – Şili
Patagonya bölgesinde yer alan bu milli park harika manzaraya sahip buzullar, göller, akarsular ve oranlardan oluşuyor. Parkın merkezinde Cordillera del Paine dağları var. Bu dağlardaki en ünlü zirve granit kayaç yapısıyla dikkat çeken Torres del Paine.
Bu harika milli parkı yaz aylarında (bizdeki kış ayları) ziyaret etmenizi öneriyoruz. Park, güney kutbuna yakın olduğu için bu mevsimde güneş saat 22.00’den önce batmıyor.
Lake Louise – Kanada
Mavi ile yeşil arasında inanılmaz bir renge sahip olan bu göl etrafını çevreleyen dağlarla Bob Ross’un televizyonda yaptığı resimlere benzeyen bir manzaraya sahip. Lake Louise’de dört mevsim boyunca yapılacak bir şeyler var. Bahar ve yaz aylarında gölde kano ile gezebilir, göl çevresinde trekking yapabilirsiniz. Kış aylarında da göl donduğunda kızak ya da buz pateni gibi aktiviteleri yapmanız mümkün.
Cinque Terre – İtalya
Sırtını dik bir kıyıya dayamış küçük renkli evleriyle Cinque Terre İtalya’nın en fotojenik kasabalarından. İtalya’nın kuzey batısında; La Spezia kenti yakınlarındaki Cinque Terre 1997 yılından bu yana UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde. Beş kasabadan oluşan bu bölge, internette dolaşan fotoğrafları sayesinde son yıllarda gezginler arasında oldukça popüler olmaya başladı. Ancak diğer bir yandan da ortaçağ atmosferini korumaya da başaran Cinque Terre, farklı bir İtalya deneyimi için sizi bekliyor!
Como Gölü – İtalya
Başta Ocean’s Twelve olmak üzere birçok Hollywood yapımına set olmuş bu göl İtalya’nın kuzeyinde yer alıyor. Gölün güzelliği sadece doğasından değil, etrafındaki birbirinden güzel yapılardan da geliyor. Roma döneminden bu yana toplumun en üst tabakasının dinlenme yeri olan Como, bu insanların yaptırdıkları mimari şaheserlerle çevrelenmiş.
Como Gölü’ne adını veren Como şehri, kuzey İtalya’nın en güzel şehirlerinden biri. Como Katedrali, San Fedele Kilisesi ve Sant’Abbondio Bazilikası gibi yapılar görülmeye değer.
Table Mountain – Güney Afrika
Tepesinin dümdüz olması nedeniyle Table Mountain (Masa dağı) adını almış bu doğa harikası Güney Afrika’nın Cape Town kenti yakınlarında. En yüksek noktası 1.084 metre olan bu dağı Cape Town’un hemen hemen her yerinden görmek mümkün. Dağın masayı andıran zirvesinin uçtan uca uzunluğu tam 3 kilometre. Böyle ilginç bir oluşumunu görmek bahaneniz olsun, Güney Afrika yolculuğunuzu tasarlamaya başlayın!
Fuji Dağı – Japonya
Bir aktif volkan olan Fuji Dağı, Japonların kutsal saydıkları bir dağ. Tokyo yakınlarında olan bu dağın etrafında beş göl bulunuyor. Bahar aylarında bu göllerin etrafındaki kiraz çiçekleri açıyor ve geleneksel Japon resimlerinde tasvir edilenlere benzer bir manzara ortaya çıkıyor.
3776 metre yüksekliğiyle Japonya’nın en yüksek dağı olan Fuji aktif bir yanardağ. Ancak dağda 1707 yılından bu yana herhangi bir volkanik patlama olmamış. Dağın tepesi yılın beş ayı boyunca karla kaplı. Neredeyse mükemmel bir koni şekline sahip olan bu dağ, tarih boyunca birçok Japon sanatçıya ilham kaynağı olmuş.
Reine – Norveç
Sadece 300 kişinin yaşadığı bu küçük balıkçı kasabası kuzey kutup dairesinin üstünde Moskenesøya adasında yer alıyor. Bu küçük kasaba dünyanın en güzel kasabalarından biri. Eğer kuzey ışıklarını seyretmek için Norveç’e gitmeyi planlıyorsanız Reine kasabasını ziyaret edin ve kendinize bir balıkçı kulübesi kiralayarak çok farklı bir tecrübe yaşayın.
Iguazu Şelaleleri – Arjantin
Dünyanın yedi doğa harikası listesinde yer alan Iguazu Şelaleleri dünyadaki en büyük şelale sistemi. Haliyle de Dünyanın En Güzel Şelaleleri listesinde yerini baş köşede alıyor. Arjantin – Brezilya sınırında yer alan bu şelaleler nefes kesen manzaralara sahip. Bu etkileyici şelale, dünyanın en güzel yerlerinden biri.
Şelalenin genişliği 2.700 metre. Birçok gezgin için dünyanın en güzel şelalesi olan bu şelaleden saniyede tam 1.700 metreküp su, iki basamak halinde 75 metre yükseklikten aşağıya düşüyor. Ortaya çıkan manzara tarif edilemez güzellikte.
Sokotra – Yemen
Arap Yarımadası’nın güneyinde Hint Okyanusu’nda yer alan bu ada dünyanın en garip görünümlü yerlerinden biri. Adanın bu kadar garip görünmesinin nedeni de UFO’ya benzeyen ve adıyla da bu görünümü onaylayan “ejderin kanı” ağaçları. Kalın ve sık dalları olan bu ağacın tepesi dümdüz ve ağacın özsuyu kırmızı renkte. Bu kırmızı renkteki özsu nedeniyle ağaca ejderin kanı ağacı adı verilmiş.
Ejderin kanı ağacı Sokotra’nın en bilindik bitki türü. Ancak Sokotra’nın bitkisel çeşitliliği bu ağaçla sınırlı değil. Ada tespit edilen tam 800 çeşit endemik bitki var.
Ipanema Plajı – Brezilya
Dünyanın en güzel yerleri listemizde sırada şarkılara konu olmuş Ipanema Plajı var. Bu plaj dünyanın en meşhur plajlarından. Rio de Janeiro kentinin güneyinde yer alan bu plajın manzarasını Dois Irmaos (iki kardeş) tepeleri tamamlıyor. Rio De Janeiro dünyanın sayılı Plaj Kentleri arasında. “Ipanema” kelimesi Brezilya yerlileri olan Tupilerin dilinde “pis göl” anlamına geliyor. Ancak Tupiler bu tanımlamayı Ipanema’nın sularının pis olduğu için değil, akıntılar nedeniyle bu sularda balıkların yaşamadığı için yapmışlar.
Sahara el-Beyda – Mısır
Neredeyse beyaza çalan bir çölde kaybolmaya ne dersiniz? Tamam, bir çölde kaybolmak pek de iyi bir fikir değil. Ancak Mısır’daki Sahra el-Beyda çölünde kendinizi kaybedeceğiniz kesin.
Çölün neredeyse beyaz renkte olmasının nedeni çöldeki kalker tabakası. Bu kalker tabakası da bölgenin 80 milyon yıl önce denizle kaplı olması. Yıllar içinde deniz suları çekilmiş, denizde yaşayan canlılar ölmüş ve en sonunda rüzgârın aşındırıcı etkisiyle bu etkileyici çöl manzarası ortaya çıkmış.
Venedik Kanalları – İtalya
Venedik dünyanın turistik kentlerinden biri. Kent o kadar turistik ki eski şehir bölgesinde yaşayan Venediklilerin neredeyse tamamı ana karadaki yeni Venedik’e taşınmak zorunda kalmış.
Ancak yüksek turist popülasyonuna rağmen Venedik dünyanın en güzel kentlerinden biri. Kentin bu kadar güzel olmasını sağlayan da kenti tıpkı sokaklar ve caddeler gibi sarmalayan kanallar ve bu kanalların üstündeki köprüler.
Venedik’e trenle giderseniz dünyanın en güzel tren istasyonu çıkışlarından birini görebilirsiniz. Santa Lucia tren istasyonundan çıktığınızda sizi tüm güzelliğiyle büyük kanal, “Canale Grande” karşılayacak. Sola doğru dönüp birkaç metre yürüdükten sonra da Ponte degli Scalzi köprüsünü göreceksiniz. Ponte di Rialto, Ponte dell’Accademia, Ponte delle Guglie, Ponte dei Sospiri ve Ponte degli Scalzi Venedik’te görmeniz gereken diğer köprüler.
Ponte Vecchio – Floransa/İtalya
Floransa’daki en eski köprü olan Ponte Vecchio sadece bir köprü değil. Bu köprü tarih boyunca değişik meslek grupları tarafından kullanılmış. Köprünün ilk sahibi kasaplar olmuş. Kasapların Arno nehrine attıkları hayvan artıkları problem olmaya başlayınca 1593 yılında köprüden çıkarılmışlar. Kasapların yerini bu sefer altın tüccarları almış. Bir süre sonra da dünyadaki ilk bankerler bu köprü üstünde ortaya çıkmış. Bu yüzden modern bankacılığın köklerinin bu köprü üstünde atıldığını söyleyebiliriz.
Bu kadar ilginç tarihi bilgiyi bir kenara bırakalım. Ponte Vecchio, dünyanın en güzel köprülerinden biri. Yola çıkın, Floransa’ya gelin ve dünyanın en güzel yerleri arasında yer alan bu güzel köprüyü doya doya izleyin.
Eiffel Kulesi – Paris/Fransa
Dünyanın en ünlü kulesi olan Eiffel Kulesi, Paris’in hatta Fransa’nın görsel sembolü. 320 metre yüksekliğindeki kule, Paris’in hemen hemen her yerinden görmek mümkün.
Avrupa’nın en çok turist çeken şehri Paris’te Gezilecek Yerler ve görülmesi gereken noktalar burada!
Dünyanın en bilinen yapılarından biri olan bu kule 1889 yılındaki fuar için geçici olarak inşa edilmiş. Fuarda Fransız sanayisinin gücünü göstermek adına inşa edilen bu yapının bir süre sonra kaldırılacağı düşünüyormuş. Ancak kuleyle Parisliler arasında bir sevgi – nefret ilişkisi gelişmiş ve kule bugüne kadar gelmeyi başarmış.
Eiffel Kulesi bir turizm klişesi olabilir. Bir klişe bile olsa bu kule kesinlikle dünyanın en güzel yerlerinden biri.
Park Güell – Barselona/İspanya
Barselona’nın Gracia bölgesinde yer alan park, ünlü Katalan mimar Gaudi’nin eseri. La Sagrada Familia ile tanıdığımız Gaudi modern zamanların en özgün mimarlarından biri. Gaudi, kendine has bu özgün bakış açısını bu parka da yansıtmış.
Tac Mahal – Hindistan
Dünyanın en güzel yerleri listesinde efsanevi bir aşk hikâyesine sahne olmuş bir yapıya geldi sıra.
Şah Cihan’ın ölen eşi Mümtaz Mahal için yaptırdığı bu anıt mezar, dünyanın en güzel mimari yapılarından biri. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu ikonik yapının inşasında tam 20.000 işçinin çalıştığı tahmin ediliyor. 1631 – 1648 yılları arasında inşa edilen Taj Mahal dünyanın en önemli İslami yapılarından biri.
Tac Mahal hakkında daha fazla bilgi için burayla ilgili yazımıza göz atabilirsiniz.
Taj Mahal’i ziyaret ettiğinize yapıdaki detaylara gösterilen özen dikkatinizi çekecek. Özellikle yapıdaki kaligrafi işçiliği oldukça etkileyici.
Şah Cihan, dünya tarihinin en romantik hareketlerinden biri yapmış. Ancak ne yazık ki bu hikâyenin mutlu olmayan bir sonu var. Tahtı babasından zorla alan Evrengzib, babasını hapse attırıyor. Yaşamının son yıllarını hapiste geçiren Şah Cihan’ın tek tesellisi, hücresinin penceresinden Taj Mahal’i görebilmek.
Petra – Ürdün
Kireçtaşına oyulan bir kent Petra. Tapınakları, tiyatrosu ve evleriyle “Gül şehri” olarak da adlandırılan bu antik kent; dünyanın en etkileyici yerlerinden biri.
Petra’yı inşa eden göçmen bir kavim olan Nebatiler hakkında pek fazla bilgi yok. Eldeki tek varsayım, bu kentin yaklaşık 2.000 yıl önce inşa edildiği.
Şafşavan – Fas
Rif Dağları’nın eteklerindeki Şafşavan, engebeli dar sokaklarını saran mavi ve beyaza boyalı evleriyle ziyaretçilerini bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Şafşavan, Fas’ın ruhunu yakalamak için ziyaret etmeniz gereken yerlerden biri. Şafşavan’ın evleri, Fas’ın geleneksel mimarisini yansıtıyor.
Şafşavan, 1471 yılında kurulmuş. Tarih boyunca birkaç defa büyük göç dalgalarına ev sahipliği yapmış. Önce İspanyollardan kaçan İber Yarımadası’nda yaşayan Müslüman ve Yahudiler kente yerleşmişler. Sonrasında da Hitler’in zulmünden kaçan Yahudiler kente gelmişler.
Evlerin duvarlarının neden maviye boyandığını kimse tam olarak bilmiyor. Kimine göre mavi rengi sivrisinekleri uzak tutuyor; kimine göre de mavi, cennetin rengi.
Neuschwanstein Şatosu – Almanya
Füssen kenti yakınlarındaki Neuschwanstein Şatosu, Almanya’nın en etkileyici şatosu. Şatonun yapımı 1886 yılında bitmiş. Neo – Romantizm mimari stiliyle yapılan kale Bavyera kralı II. Ludwig tarafından besteci Wagner’in onuruna yaptırılmış.
Neuschwanstein Şatosu’nu ziyaret ettiğinizde kendinizi bir Disney filminde gibi hissedeceksiniz. Haksız da sayılmazsınız. Bu hisse Disney’dekiler de kapılmışlar ve Disneyland’deki “Uyuyan Güzel Şatosu”nu Neuschwanstein’dan ilham alarak tasarlamışlar.
Palau – Palau
Palau, Papua Yeni Gine’nin kuzeyinde yer alan bir okyanus ülkesi. Yaklaşık 350 adadan oluşan Palau sahip olduğu biyolojik çeşitlilikle su altı fotoğrafçılığıyla ilgilenenlerin mutlaka görmesi gereken yerler arasında.
Nüfusu sadece 25.000 olan bu ülke dünyanın en özel yerlerinden biri. Doğa fotoğrafçılığıyla ilgileniyorsanız, Palau sizin için bir cennet olabilir.
Granada – İspanya
Dünyanın en güzel yerleri listemiz bu kez bizi İspanya’nın güneyine, Endülüs’e götürüyor. Burası aynı zamanda Game of Thrones’un çekimlerinin İspanya’da yapıldığı yer.
Bir zamanlar dünyanın en önemli kentlerinden biri olan Granada, İspanya’daki İslam medeniyetinin izlerini sürmek için en iyi yer. Kentin incisi, zamanının en büyük mimari başarılarından biri olan Elhambra Sarayı. Dar sokaklara sahip eski kent merkezinde Endülüs Emevileri döneminden miras kalan Müslüman ve Yahudi yaşamına tanık olabilirsiniz. Granada’da günümüzden yüzlerce yıl önceye gideceğiniz bir yolculuk sizi bekliyor.
Zhangye Danxia Dağları – Çin
Dünya üstündeki bazı yerler olağan üstü oluşumlarıyla varlığınızı sorgulamanıza neden olur. Çin’deki Zhangye Danxia Dağları da bu yerlerden.
Zhangye Danxia Dağları’nda gökkuşağı sanki yere düşmüş gibi. Farklı minerallere sahip toprağın erozyon sayesinde şekillendiği bu dağlar kırmızı, yeşil, mavi ve sarı renklere sahip. Bu büyüleyici manzarayı fotoğraflamak için sabahın erken saatlerini ya da gün batımını tercih edin. Pişman olmayacaksınız!
Bogoria Gölü – Kenya
Kenya’daki Borogia Gölü, pembe bir denizi andırıyor. Bu pembe rengin nedeni de gölün dünyadaki en büyük flamingo popülasyonuna sahip olması. Gölün su yosunu bakımından zengin olması flamingoların burada yaşamayı tercih etmesini sağlıyor.
Vahşi yaşamı fotoğraflamayı seviyorsanız, Borogia Gölü “ölmeden önce görülmesi gereken yerler” listenizde yer almalı.
Gobi Çölü – Moğolistan
Dünyanın en güzel yerleri listesinde sırada dünyanın en ıssız yerlerinden biri var.
Bugüne kadar gezdiğiniz yerler sizi tatmin etmemeye başladıysa; farklı bir manzaranın, farklı bir hayatın peşindeyseniz Moğolistan’ın Gobi Çölü bir sonraki seyahatiniz olabilir.
Bir zamanlar dünyaya hâkim olan Moğolistan bugün dünyanın en gizemli ülkelerinden biri. Dağlarla çevrili bu güzel ülke, modern dünyanın standart hallerinden pek de etkilenmemiş gibi.
Batıda Tanrı Dağları ve Kuzeyde Altay Dağları arasında kalan Gobi Çölü 1.600 kilometre uzunluğuyla dünyanın en büyük çöllerinden.
Hiçliğin ortasında bambaşka bir deneyim yaşamak; çölde çadırlarda yaşayan köylülerin konukseverliğine tanık olmak, bildiğiniz hayattan çok farklı bir hayata dokunmak için Gobi Çölü’nde bir maceraya çıkın.
Dubrovnik – Hırvatistan
Dubrovnik, eskiden Yugoslavya topraklarındayken pek bilinmeyen bir şehirdi. Hırvatistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra Avrupalı turistler arasında her geçen yıl daha da popüler hale geldi. Meşhur Game of Thrones dizisinin büyük bir bölümü kentte çekilmesi dünyanın en güzel yerleri arasında yer alan Dubrovnik’in ününe ün kattı.
Dubrovnik; şehri saran surları, tarihi kapıları ve limanıyla tam bir orta çağ kenti. Uzun yıllar boyunca Yugoslavya topraklarında olması sayesinde Dubrovnik, büyük ölçüde kimliğini korumayı başarmış. Ancak kent her geçen yıl artan turist sayısıyla daha da kalabalık hale geliyor. Bu yüzden elinizi çabuk tutun ve bu güzel kenti bir an önce keşfedin!
Büyük Kanyon – A.B.D.
Amerikan filmlerinden pek bir aşina olduğumuz Büyük Kanyon, Amerika’nın sahip olduğu en büyük doğal güzelliklerden biri. Büyüklüğü ve güzelliğiyle Büyük Kanyon, dünyanın en güzel yerleri listesinde yerini alıyor.
365 kilometre uzunluğu, 29 kilometre genişliğiyle Büyük Kanyon; adından da anlaşılacağı gibi Amerika’daki en büyük kanyon.
Kanyonun tam 2 milyar yaşında olduğu tahmin ediliyor. Farklı minerallere sahip kayaçların oluşturduğu renkli manzara kanyona özel bir hava katıyor.
Havasupai, Navajo, Hopi, Hualapai ve Hopi kabileleri binlerce yıldır kanyonun etrafında yaşıyorlar.
Çin Seddi – Çin
Çin’in kuzeyinde yer alan Çin Seddi, dünyanın yedi harikasından biri. Çoğumuzun tek bir duvar olduğunu düşündüğü Çin Seddi aslında bir duvar sistemi. Toplam uzunluğu 21.000 kilometreyi aşan Çin Seddi, dünyanın en uzun savunma duvarı.
Çin Seddi birkaç nedenden dolayı yapılmış. Bu duvar öncelikle kuzeyden gelen yabancı akıncıları durdurmak için yapılmış. Diğer bir neden de hanedanlar arasındaki savaşlarda savunmayı güçlendirmekmiş. Çin Seddi’nin prestij açsından da bir önemi var. Bu duvar sayesinde Çin’deki hanedanlar arasındaki mücadelenin son bulduğu; Çin’in artık birlik içinde bir ülke olduğu mesajı verilmiş.
Dünya tarihinin önemli parçalarından biri olan bu duvar, dünyanın en güzel yerleri listenizde kesinlikle yer almalı.
Matterhorn – İsviçre
İsviçre’nin görsel sembollerinden biri olan Matterhorn dağı, Avrupa’nın en etkileyici manzaraya sahip olan dağlarından biri. Piramite benzer şekliyle ilginç bir görünüme sahip olan bu dağ aynı zamanda modern dağcılığın doğduğu yerlerden biri.
Matterhorn dağı Avrupa’nın en yüksek dağı olmasa da topografik özellikleri nedeniyle Avrupa’da çıkılması en zor dağlardan biri. Dağa ilk çıkış denemesi 1865 yılında yapılmış. Bu tarihten beri Matterhorn, dünyadaki dağcıların en çok çıkmayı istedikleri dağlardan biri.
Fikrin rütbesi yoktur.
