06-03-2024 Saat 20:02
Sevilmek ve anlaşılmak, insanın iç dünyasında farklı derinliklere işaret eden kavramlardır. Sevgi bir nevi ışıltılı bir yüzeydir, insanın dışarıdan gelen bir kabul ve takdir arayışını yansıtır. Yani insanı dışarıda bir şekilde parlatır, ancak derinlere inilmediği sürece içsel sancıları dindiremez. İçsel sancılar dediğimiz şey, insanın yalnızca sevilerek iyileşmeyeceğini ve bu yüzeydeki ışıltının gerçek huzura dönüşemeyeceğini işaret eder. Anlaşılma ise, bu sancılı derinlikleri keşfetmenin anahtarıdır. Bir insanı anlamak, onun karanlık ve ışıklı yönlerini görmek, kusurlarını ve çatışmalarını kabul etmek anlamına gelir. Diğer bir deyişle; anlaşılma, insanın kendini tam anlamıyla ifade etmesini sağlayan, içsel keşif yolculuğunun başlangıcıdır.
Dolayısıyla bu iki arzu arasında bir tercih yapmak genellikle çıkmaz bir sokağa girmek gibidir. Sevgi ve anlayış arasında sıkışıp kalan insan, derin bir bölünmüşlük hissiyle karşı karşıya kalır. İçsel sancıları dışa vuran, ancak gerçek bir anlayış bulamayan bir ruh haline dönüşür. Bu da yaralanmış ve yalnız hissetmesine neden olur.
Dolayısıyla bu iki arzu arasında bir tercih yapmak genellikle çıkmaz bir sokağa girmek gibidir. Sevgi ve anlayış arasında sıkışıp kalan insan, derin bir bölünmüşlük hissiyle karşı karşıya kalır. İçsel sancıları dışa vuran, ancak gerçek bir anlayış bulamayan bir ruh haline dönüşür. Bu da yaralanmış ve yalnız hissetmesine neden olur.