Joker’s Grin   06-12-2022 Saat 22:03
#1
TÜRKMEN'İN ALTIN ASRI

İtiraf edeyim kesinlikle böyle bir yer beklemiyordum.Aşkabad'a adım attığım andan itibaren binalara,temizliğe,yollara ve anıtlara hayran kaldım.Bana kuraklıktan bahsetmişlerdi.Kentin her yanından sular fışkırıyor.

Bana kıtlıktan bahsetmişlerdi.Kentin pazarları rengârenk.

1993'te ekmek bulamayan Türkmenistan halkı şimdi buğday ihraç ediyor.

10 yıl önce pamuğun sadece %3'ünü işleyen Türkmenistan,bugün her eyalette bir tekstil fabrikası kurmuş,dünyaya en kaliteli tekstil ürünlerini ihraç ediyor.Rusya'ya,Ukrayna'ya doğalgaz satıyor,Karakum Çölü'ne göl yapıyor.

Ülkede birlik ve beraberlik ruhu var.Konuştuğumuz herkes "Daha da ileri gideceğiz" diyor.

Aslanlı yolun başında Milli Müze Müdürü Övezmuhammed Mametnurov'a soruyorum:"Burada bir mucize başarılmış.Bu nasıl gerçekleştirildi?"
"Biz uzun yıllar uyuduk" diyor."600 sene bir devletimiz olmadı.Şimdi devlete kavuştuk.Uzun yıllar başka devletlerin altında uyuduk,ama şimdi başka bir yerde duruyoruz.Çünkü bir yol gösterenimiz var."

Türkmenbaşı

O da cumhurbaşkanı,şair ve yazar Saparmurad Niyazov'du.1940 yılında bir işçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi.Babasını II.Dünya Savaşı'nda henüz 3 yaşındayken yitirdi.Annesi ve 2 kardeşini Aşkabad depreminde kaybettiğinde 8 yaşındaydı.Yerle bir olan evden canlı kurtulan sadece kendisiydi.Ruhname adlı eserinde 8 yaşındaki bir çocuğun duygularını aktarıyordu:

"Yıkılan evimizin üstünde henüz 8 yaşını doldurmamış çocuk hâlimle tek başıma düşünüp duruyordum.Bu şekilde 6 gece ve gündüz tek başıma oturdum.7.gün geldiler ölen annemi ve kardeşlerimi götürüp imanı Kasım Mezarlığı'na defnettiler.O gün çocukluğumun bittiğini anladım.Gözlerimdeki yaşlar sonsuza kadar kurudu.Yemin ettim.Sizin gerçekleştiremediğiniz hayallerinizi ben gerçekleştireceğim,maksadıma ulaşacağım dedim."İlk önce yetimhanede,sonra uzak aile fertlerinin evinde büyüdü.Tüm olumsuz koşullara rağmen Leningrad Teknik Üniversitesi'nden enerji mühendisi olarak mezun oldu.Mühendislik yaptı.Daha sonra Komünist Partisi'ne üye oldu.

1985 yılında Türkmenistan Milletvekilleri Konseyi başkanlığına atandı.Daha sonra Türkmen Komünist Partisi Merkez Komite birinci sekreterliğine seçildi.

25 yıl devlet tecrübesinden sonra 51 yaşında Türkmenistan'ın ilk Cumhurbaşkanı oldu.8 yaşındaki yeminini hiç unutmadı.Türkmenistan,27 Ekim 1991'de bağımsızlığına kavuştu.Dağılan Sovyetler Birliği cumhuriyetleri içinde en yoksullarından biriydi.Bir yoklar ülkesiydi.10 yıl içinde dünyanın en hızlı kalkınan ülkesi oldu.

Tıpkı Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında olduğu gibi planlı ekonomiyi benimsedi.İlk 5 yıl içinde inanılmaz bir sanayi atılımı yaptı.İkinci 5 yılda da birer birer hedeflerini gerçekleştirdi.

Gelecek 10 yıl hedefleri arasında,100 milyon ton petrol ve 200 milyar metreküp doğalgaz üretimi var.

Kökünü kendi tarihinden alan demokrasi geleneğini uygulamaya başladı."Aksakallar Meclisi" ya da "Yaşlılar Maslahatı" tüm ülkeden 2.500 temsilciyle her yıl toplanıyor ve doğrudan demokrasinin çağdaş bir örneğini veriyor.

Batı'nın demokrasi konusundaki sert uyarılarına ve verdiği kötü notlara hiç kulak asmadan ulusal sanayiyi dışardan en ufak bir destek almadan kurdu.Belki de bu yüzden notları düştü.Ülkesinde unutulmuş bir milli kültürü en ince ayrıntısına kadar yeniden oluşturdu.

İşte böyle bir ülkeden bizde ve dünya basınında çok az söz edilir.Batı medyası Türkmenistan deyince cumhurbaşkanının yazdığı Ruhnâme adlı kitabın zorla ezberletildiği ya da halkın altın dişlerinin zorla çıkartıldığı ya da Türkmenbaşı'nın kendi heykellerini zorla kentin çeşitli yerlerine diktirdiği gibi komik haberlere yer verirler.

Öte yandan hızla gelişen ve yabancı yatırıma açık bu ülkede batılı şirket temsilcileri cumhurbaşkanının önünde iki büklüm dolaşırlar.Amerikan ve Fransız şirketleri bu zengin pazarda var olabilmek için birbirine düşer.

Ama Türkmenistan'daki yatırımların büyük çoğunluğu Türkler tarafından yapılıyor.Tekstil,inşaat,enerji alanında Türk firmaları en iyi sınavı veriyor.Dünyanın en kaliteli inşaatlarına imza atılıyor.

Orada 1992'den beri bulunan bir Türk şirketinin temsilcisine soruyorum:"Neye borçlu Türkmen halkı bu gelişmeyi?"
Tek kelimeyle cevap veriyor:"Planlı ekonomiye.Herşeyi planladılar.İnanılması güç bir programdı.Ve hayata geçti.Bugün gördüğünüz gibi,Türkmenistan bir şantiye hâlinde,her alanda gelişme var.Birkaç sene içerisinde Aşkabad'a 10 tiyatro yapıldı.2 tane 35.000 kişilik stadyum yapıldı.Yüzme havuzları,kütüphaneler,müzeler yapıldı.Aşkabad dünyanın en iddialı ve en güzel şehirlerinden biri hâline geldi.Birkaç senede 70 milyon ağaç dikildi burada."

2020 yılına kadar belirlenmiş bir kalkınma programı vardı.

Türkmenistan enerji ihraç ediyordu.Gaz,petrol,tekstil,petrokimya ihracatı yapıyordu.Ve şaşıracaksınız ama Türkmenbaşı halka gaz,elektrik ve suyu bedava veriyordu!

Türkmenistan görülmeden anlaşılmazdı,ihracat gelirleri ithalatın iki misliydi.Ve bu moktaya sadece 10 yılda gelinmişti.
İfadeleri İptal Et?
  

Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi